Ne trajik bir döngüdür değil mi?
"İş bulamıyorum, çünkü hiç tecrübem yok!"Günler, haftalar, belki de aylar süren arayıştan, çabalardan, incelediğiniz onlarca iş ilanından, girilip çıkılan mülakatlardan sonra, ne yazık ki elinizde tek kalan budur.
"Hiç tecrübem yok, çünkü iş bulamıyorum!"
Peki bu döngü nasıl kırılır?
İş bulmak ya da bulamamak...
Biliyorum ki şu anda bir çoğunuz için bütün mesele bu!
"Yeni Mezun" Psikolojisi 3 başlıklı yazımızı okuyup, ruh halimizi ve psikolojimizi düzelttikten sonra, şimdi sıra profesyonel anlamda yapmamız gerekenlerde...
İŞ GÖRÜŞMESİ ÖNCESİ
1- Bol bol mülakat pratiği yapın:
Aynanın karşısına geçin ve tıpkı bir iş görüşmesindeymişsiniz gibi sorulan sorulara cevap vermeye başlayın.
Hangi noktalarda heyecanlanıyorsunuz, göz temasınız nasıl, ellerinizi koyacak yer bulmakta sıkıntı çekiyor musunuz, ses tonunuz ya da gülümseyişiniz nasıl? Gergin mi, rahat mı gözüküyorsunuz?
Kendinizi dikkatle inceleyin. Objektif olun. Zayıf göründüğünüz yanlarınızı tespit edip düzeltmeye ve iyileştirmeye çalışın. Ve yine deneyin.
Anneniz muhtemelen delirdlğinizi düşünüp, endişe içinde zırt pırt odanıza girip çıkacaktır. Kadıncağıza da ne yapmaya çalıştığınızı anlatın.
2- Canlandırma yapın:
Delirmediğinize ikna olan annenizi alın karşınıza, eline de sorulması muhtemel sorulardan oluşturduğunuz listenizi (hatta biraz abartıp bu listeyi karşılıklı bir diyalog halinde de yazabilirsiniz) tutuşturun, başlayın tiyatro oynamaya...
Babanız da seyirci olursa, dışarıdan tarafsız bir gözlemci olarak yapacağı katkılar da çok işinize yarayacaktır.
Anneniz haklı olarak yeteri kadar tarafsız olamıyor ve "Aman benim yavrum neylerse güzel eyler!" modunda size kıyamıyorsa, işi sulandırmadan size yardımcı olabilecek bir arkadaşınızla da bu canlandırmayı yapabilirsiniz.
3- Araştırabildiğiniz kadar çok araştırın:
İşsiz geçirdiğiniz süre arttıkça, mülakat esnasında işverene bu sürenin uzunluğu hakkında makul bir izahat vermek giderek zorlaşır.
Bu noktada yapmanız gereken, çalışmadan geçirdiğiniz bu süre içerisinde, kendinizi mümkün olduğunca çok geliştirerek, sabahtan akşama kadar yan gelip yatmadığınızı işverene ispatlama şansı elde etmek.
4- Kurs, seminer ya da workshoplara katılın:
İş arayarak geçirdiğiniz şu sürecin olmazsa olmazlarından biri de, mesleki ya da kişisel gelişiminiz ile ilgili mümkün olduğunca çok kurs, seminer ya da workshoplara katılarak, özgeçmişinizde sizi diğerlerinden bir adım öne taşıyabilecek sertifikalar almaktır.İşsiz kaldığınız günleri boş geçirmediğinizi gösterin onlara!
4- Özgeçmişiniz fark yaratsın:
İnternet üzerinden pek çok farklı formatta özgeçmiş örneği indirip üzerine sadece kendi bilgilerinizi yazarak cv hazırlama derdinden kurtulma şansınız var, evet. Üstelik kariyer hedefleri, kişisel bilgiler vb bölümlerdeki cümle kalıplarını bile değiştirmenize gerek yok?Gerçekten yok mu?
Hayır, var!
Aynı kıyafet ve ayakkabılar, aynı saç rengi ve hatta aynı boyda 1000 kişi olarak bir salona girdiğinizi ve aranızdan yalnızca 1 kişinin seçileceğini hayal edin.
Hepiniz aynı kalıptan çıkmış gibi seri üretim vaziyette orada yanyana beklerken, hepinizden 5 cm daha uzun birinin o anda salona girdiğini düşünün. Tüm dikkatleri o çekecektir.
Bilmem anlatabildim mi?
Hazır şablonları ve cümleleri kullanmaktan kaçının. Biraz zaman ayırıp, biraz da hayalgücünüzü kullanarak tamamen özgün bir özgeçmiş formatı hazırlamak mümkün, Kariyer hedefi, kişisel bilgiler gibi bölümleri de biraz üzerine düşünerek, gerçekten kim olduğunuzun ve ne istediğinizin farkında olarak düzgün, yalın cümleler ile yazın.
KENDİ CÜMLELERİNİZ İLE, KENDİNİZ OLUN!
5- Önyazı dedikleri:
O 1000 kişi girdiğiniz salonda, birilerinin sizi fark edebilmesi için kullanacağınız en etkili silahlardan biridir Önyazı ve ne yazık ki çoğu aday, bunun farkında bile değildir.Bu yüzden ya önyazı kullanmaz, ya da yine internetten bulduğu standart 3-5 cümlelik kalıplardan birini başvurusunun başına kopyala-yapıştır şeklinde iliştirerek görevini ifa etmiş olur.
Olur da, o iş öyle olmaz.
Nasıl olması gerektiği ile ilgili "İş Arayan ve Bir Türlü Bulamayan Yeni Mezun" dönemimde yaşadığım harika tecrübe, bugün bile hala aklımın bir köşesindedir, hiç unutmam.
Bundan 8 yıl önce, mezun olduktan sonra, yaz aylarının yarısını aynı sizin yaptığınız gibi "Bu tatil benim hakkım!" diyerek gezelim-görelim havasında geçirdikten sonra, başladım iş aramaya...
Üç staj ve üniversitede "Öğrenci Çalışma Programı" kapsamında yaptığım öğrenci yurdu nöbetçiliği, dekan asistanlığı ve çevirmenlik gibi yarı-zamanlı işler dışında en ufak bir tecrübem olmamasına rağmen, Türkiye'de, onu bırak dünyada çok ünlü bir marka tarafından "Mağaza Müdürü Yardımcısı" olarak iş görüşmesine de çağrıldım.
"25 yaşını geçmemiş, üniversite mezunu ve benzer pozisyonda en az 5 yıl tecrübeli"
şeklinde ilan vererek, varlığı ne teoride, ne pratikte ne de tıbben mümkün olmayan (15 yaşında üniversiteye başlayacak düzeyde bir dehaya sahip değilse) bir adamı arayan firmalar ile görüştüm ve reddedildim.
Sinirlerimin artık iyice harap olduğu son dönemde, "Biz sizi ararız!" diyen mülakatçıya, en pis bakışımı fırlatıp alaycı alaycı gülümseyerek "Hayır, aramazsınız!" deyip olay yerini terk ettiğim de oldu.
Ve bir gün ne yaptım biliyor musunuz?
Ekim ayının sonlarına doğru, artık "Kahveci çırağı aranıyor" ilanlarına bile yan yan bakmaya başladığım dönemde, Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birine başvururken, "önyazı ekle" bölümüne geldiğimde durdum.
Her önyazı aşamasına geldiğimde, yazımı, başvuruma ve başvurduğum şirkete göre güncellerdim ama bu kez yazının orjinal metnini tamamen sildim.
Başladım yazmaya...
"Sayın yetkili,
Kariyer.net'te yayınlanan "Kurumsal Satış Temsilcisi" ilanınız için özgeçmişimi değerlendirmenizi rica ederim. Süslü püslü, kalıp haline gelmiş standart cümleler ile kendimi ya da şirketinizi övmek ile zaman kaybetmeyeceğim.
22 yaşındayım, üniversiteden yeni mezun oldum ve özgeçmişimde de rahatlıkla görebileceğiniz üzere, bu iş ile ilgili en ufak bir tecrübem yok. Zaten birileri beni bu halimle işe almazsa nasıl tecrübem olsun?
Yaklaşık 4 aydır
"İş bulamıyorum, çünkü hiç tecrübem yok!"gibi bir kısır döngünün içinde yerimde saymaktan çok yoruldum. Bu işe gerçekten çok ihtiyacım var. Bana bir yerlerden başlayabilme fırsatı verirseniz çok sevinirim.
"Hiç tecrübem yok, çünkü iş bulamıyorum!"
Saygılarımla"
Böyle bir önyazı ile, firmanın kara listesine girip, iş hayatımın geri kalanında oranın kapısının bile önünden geçememe ihtimalim vardı.
Siz deyin "Büyük Risk", ben diyeyim "Delilik", başvurumu bu yazı ile birlikte gönderdim.
Ertesi gün, iş görüşmesine davet edildim ve karşımda oturan birim amiri, genel müdür ve bölge müdürünün bana ilk söyledikleri, önyazımdan ne kadar etkilenmiş olduklarıydı.
İkinci mülakatın ardından işe alındım ve kariyerime, sektörün Türkiye lideri ve Dünya çapında da önde gelenlerinden birinde başlama fırsatına sahip oldum.
Umarım demek istediğimi bu örnek ile daha net anlatabilmişimdir.
Bugün 5 yıldızlı bir otelde, İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapıyorum ve önüme gelen başvurulardaki önyazıları kimi zaman özgeçmişten bile daha dikkatle incelerim.
Emin olun bir çok İnsan Kaynakları Yöneticisi de aynen böyle yapar.
O yüzden lütfen, kendiniz gibi olun, öyle davranın, öyle konuşun, öyle yazın.
İş görüşmesi öncesinde yapmanız gerekenlerden kısaca bahsettiğimize göre,
artık İş görüşmesi sırasında yapabileceklerinize geçebiliriz.
Devamı için, İş Bulmak ya da Bulamamak 2
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz ne dersiniz?