#newnavbar ul li{font-size:100%; list-style-type: none; display:inline; padding:0px; margin:10px; border:0px solid; } #newnavbar li a{ color:#333366; } #newnavbar li a:visited { color: #c00000; } #newnavbar li a:hover { color: #c00000; }

Günün Sözü

22 Mayıs 2015 Cuma

"YENİ MEZUN" PSİKOLOJİSİ 1


Mezuniyete az kaldı...Akademik kariyer veya kısa vadede yüksek lisans yapmak gibi bir hedefiniz yoksa, nihayet ortalama 15 senelik eğitim hayatınızın sonuna geldiniz.
Artık alnınızda biri "Üniversite mezunu" diğeri de "Mesleğiniz" olmak üzere iki kocaman etiket var.

Muhtemelen şu andaki tek derdiniz de, hala balo kıyafetinizin altına uygun bir ayakkabı bulamamış olmanız ya da aylardır baygın baygın baktığınız yan sınıftaki kıza "Baloya beraber gidelim mi?" diyememenizdir.

Bundan sonrası mı? 
Ne kadar zor olabilir ki?  



 


Siz ne vizeler, ne geçilmez denilen dersler, ne hocalar, ne uykusuz geceler, ne projeler, ne finaller atlattınız...
Hele bir kaç ay yazın keyfini çıkarın, enerji depolayın... 
Ondan sonra nasıl olsa binlerce (!) firmanın sunduğu milyonlarca (!) işten birine girip, takım elbisenizle toplantıdan toplantıya koşacak ya da bir elinizde telefon bir elinizde dosyalar, yüksekçe bir plazanın bilmem kaçıncı katındaki koridorları topuk tıkırtılarınızla arşınlayacaksınız.  

********************

YAZ SONU...


Ve yaz bitti...Size deliler gibi ihtiyacı olan firmaları daha fazla bekletmek olmaz. Sorun şu ki; hangisini seçeceksiniz? Birden fazla "siz" olmadığına göre, reddettiğiniz bazı şirketler illa ki kırılacak, gücenecek, alınacaklar...Ama hayat sizin hayatınız ve tercihlerinize saygı göstermek zorundalar.

Bilgisayarın başına geçtiniz...Özgeçmişiniz hazır. Çalışmayı planladığınız bir kaç büyük şirkete gönderdiniz. Şimdilik yeter...

Çıkıp biraz alışveriş yapma zamanı...Muhtemelen bir kaç gün içinde işe başlayacağınız için, yeni hayatınıza uygun kıyafetler ve ayakkabılar gerek...

Alışverişten sonra, arkadaşlarla bir yerlerde takılma fikri de cazip. Nasıl olsa bundan sonra birlikte o kadar çok vakit geçiremeyeceksiniz.

Hazır hala sabah erken kalkmak gibi bir derdiniz yokken, şu son bir kaç gününüzü gönlünüzce yaşamak en doğal hakkınız...

 

BİR HAFTA SONRA...


Hala evdesiniz...İçinize yavaştan yavaştan düşen huzursuzluk kırıntılarını çabucak savuşturup, bilgisayarın başına geçiyorsunuz.


Yaklaşık 4 saatinizi her birinin başında üyelik kaydı yaptırıp, özgeçmiş oluşturarak ilan tarayıp başvurmakla geçirdikten sonra, televizyonun karşısına geçip kanaldan kanala atlarken, ilk "Ne oluyor?" düşüncesi çakıveriyor zihninizde...
Neyse ki, bir haftanın çok kısa bir süre olduğu fikri ağır basıyor da, ne zamandır izlemeyi düşündüğünüz filme denk gelince, ayaklarınıza uzatıp tatlı bir seyre dalıyorsunuz...

İKİ HAFTA SONRA...


Zaten öğlen denebilecek saatte kalkmış olmanıza rağmen, sıkıntıdan tekrar yattığınız öğleden sonra uykusundan beş karış suratla kalkıyorsunuz. Bir kahve yapıp, yeniden bilgisayarın karşısına oturuyorsunuz.

Üye olup başvuru yaptığınız web sitelerinin her birine göz atıp, herhangi bir cevap gelip gelmediğini kontrol ediyorsunuz. Yok...
Akıl alır gibi değil ama, YOK!



Yeni yayınlanan ilanları da tek tek inceleyip, uygun olanlara başvuru yaptıktan sonra, 
"Neden beni kimse aramıyor?" diye hain bir soru yankılanıyor kafanızda.
Ama siz üniversite mezunusunuz...
Ama öyle herkeste olmayan bir sürü niteliğiniz var...
Ama böyle hesap etmemiştiniz...
Cep telefonunuz nerede?

Belki aramışlardır...


BİR AY SONRA...



Resim yazısı ekle
10 dakikada bir yeni ilan düşmüş müdür diye tüm web sitelerini kontrol ederken, 5 dakikada bir de cep telefonunuzu kontrol ediyor olmanız, iş bulma konusunda endişeleniyor olduğunuz anlamına gelmiyor tabii ki de...



Ya sesi ve titreşimi son seviyeye aldığınız cep telefonunuz çalar da farketmezseniz?
Ya tam size göre yeni bir ilan internete düşer de kaçırırsanız?

Tedbirli olmakta fayda var değil mi?


İKİ AY SONRA...


Cep telefonunuz ve dizüstü bilgisayarınız artık vücudunuzun birer uzvu haline gelmiş durumda...Hep beraber 3 kişilik bir hayat yaşıyorsunuz...İki gün önce çığlık çığlığa kahkahalarla işe girdiğini gururla size bildiren arkadaşınızın sesi hala kulaklarınızdayken, bugün de bir başka arkadaşınızın askere gittiğini öğrendiniz.


Ne Oluyor?

 
 
Ve siz, henüz, HİÇ BİRŞEY
ya-pa-ma-dı-nız...







Başvurularınızın çoğuna "Öncelikle firmamıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz. Özgeçmişiniz incelenmiş olup, üzülerek bildiririz ki, başvurunuzu şu an için olumlu değerlendiremiyoruz. Ancak, ileride doğabilecek pozisyonlar doğrultusunda başvurunuz veri bankamızda saklanacaktır." şeklinde otomatik yanıtlar geldi.

Bir kaç tanesi de bu kadar kırıcı olmadan ve açık kapı bırakıyorlarmış gibi görünme yolunu seçerek, muhtemelen asla geri dönüş yapmayacak olmalarına rağmen, "başvurunuz değerlendirmeye alınmış olup, niteliklerinizin aranılan pozisyona uygun olması durumunda sizinle irtibata geçeceğiz. başarılarla dolu bir çalışma yaşamı diliyoruz." dediler.

Bir türlü başlayamayan çalışma hayatınızda size başarılar dilenmesi yeteri kadar sinir bozucu olduğuna göre, bundan sonra artık...


Telefon çalıyor...Numara tanıdık değil...
Biri arıyor...
Yoksa?
Yoksa?


Devamı  "Yeni Mezun" Psikolojisi 2"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz ne dersiniz?